Ağrı’da Onkoloji Krizi: 400 Kanser Hastası Mağdur!

Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde onkoloji uzmanının istifası, kentte sağlık hizmetlerini derinden etkileyen bir krize yol açtı.

Yaklaşık 400 kanser hastası, tedavilerine devam edebilmek için çevre illere yönlendirilmek zorunda kaldı. Bu durum, hastalar ve aileleri için ciddi mağduriyetler yaratırken, sağlık sisteminin yönetimindeki eksiklikler de tartışma konusu oldu.

İstifa Krizi ve Sonuçları
Hastanenin onkoloji servisinde görev yapan tek uzman hekimin istifası, yeni bir hekim atanmadan kabul edilmesiyle birlikte Ağrı’da kanser tedavisi gören hastaları zor durumda bıraktı. Tedaviler için Erzurum, Van gibi çevre illere gitmek zorunda kalan hastalar, uzun yolculuklar, konaklama sorunları ve maddi yüklerle karşı karşıya. Özellikle kemoterapi gibi düzenli ve uzun süreli tedaviye ihtiyaç duyan hastalar için bu süreç, hem fiziksel hem de psikolojik olarak büyük bir yük oluşturuyor.

Sağlık Müdürlüğü Harekete Geçti
Ağrı İl Sağlık Müdürlüğü, yaşanan krizi çözmek için 25 Ağustos Pazartesi günü Sağlık Bakanlığı’na resmi bir yazı ile başvurarak acilen yeni bir onkoloji uzmanı atanmasını talep etti. Yetkililer, kanser hastalarının mağduriyetinin bir an önce giderilmesi için sürecin hızlandırılması gerektiğini vurguladı. Ancak, yeni bir uzmanın ne zaman göreve başlayacağı henüz netlik kazanmadı.

Hastalar ve Ailelerden Tepki
Kanser tedavisi gören hastalar ve yakınları, durum karşısında çaresizlik yaşıyor. Tedavi için başka illere gitmek zorunda kalan bir hasta yakını, “Zaten zor bir süreçten geçiyoruz. Bir de yol masrafları, konaklama derdi eklenince iyice perişan oluyoruz. Ağrı’da bu hizmetin devam etmesi lazım,” diyerek tepkisini dile getirdi. Hastalar, onkoloji servisindeki boşluğun bir an önce doldurulmasını bekliyor.

Acil Çözüm Şart
Ağrı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, bölgenin önemli sağlık merkezlerinden biri olmasına rağmen, onkoloji uzmanı eksikliği nedeniyle kanser hastalarına yeterli hizmeti sunamıyor. Uzmanlar, bu tür krizlerin sağlık sisteminde planlama ve yönetim eksikliklerini gözler önüne serdiğini belirtiyor. Onkoloji alanındaki bu boşluğun kısa sürede giderilmesi, hastaların tedavi sürekliliği ve yaşam kalitesi açısından hayati önem taşıyor.