Milli gururumuz Arda Güler’in Real Madrid’e transfer olduğu ilk günleri hatırlıyor musunuz? Peki oyuncunun son günlerdeki halini gördünüz mü? Evet, Arda yaşı itibarıyla henüz fiziksel gelişimine devam eden bir genç. Ancak İspanyol devinin uyguladığı antrenmanlar sayesinde, sadece dokuz ay içerisinde bambaşka bir vücuda sahip oldu. Bu noktada da iki ülkenin, spor antrenmanlarında kullandığı teknolojik farklılıklar öne çıktı.
Takımlar her zaman ağır idmanlar yapıyorlardı. Teknolojiden bu ölçüde yararlanılmadığı yıllarda da işinin ehli olan, üst düzey antrenörler ve kulüp doktorları hizmet veriyordu. Fakat teknoloji, sporun bu alanında adeta çığır açılmasını sağladı. Sakatlıkları önemli ölçüde azaltırken, sakatlık sonrası dönüşlerin süreleri de bir hayli kısaldı.
Antrenmanlarda teknolojinin kullanılması kime yaradı?
Spor antrenmanlarında teknoloji kullanımının önceliği, kulağa üzücü gelse de sporcu sağlığı değil kapitalizmin ihtiyaçları. İşin bir boyutu, reklam ve ödül gelirleri. Takımlar veya bireysel sporcular ne kadar çok maça çıkarlarsa o kadar çok görünürlük elde ediyorlar. Ne kadar uzun süre sağlıklı kalırlarsa o kadar iyi performans sergileyip başarılı oluyor ve kupalar kazanıyorlar.
İşin diğer boyutu ise bahis. 2022’de yapılan bir araştırmaya göre global bahis endüstrisinin büyüklüğü 250 milyar dolara yaklaştı. Bu sektörün varlığını devam ettirmesi ve daha da büyümesi için sporcuların sağlıklı olmaları ve daha çok maç yapmaları gerekiyor. Örneğin, pandemi döneminde, yalnızca Belarus ve Nikaragua gibi ülkelerde futbolun devam etmesi sektörün aşırı derecede küçülmesine yol açmıştı. İşte bu yüzden Maltcasino linkinden erişebildiğiniz bu site gibi on binlercesi, belki de istemeden antrenmanlarda teknolojik gelişmelerin hızlanmasına yönelik bir talep oluşturdu.
Teknoloji kullanımı sporculara ne kattı?
Geçtiğimiz günlerde, profesyonel futbolcuları destekleme amacıyla kurulan global bir örgüt olan FIFPRO bir çalışma yayınladı. Buna göre 1993 yılında Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan Inter, o sezon sadece 38 maça çıkmıştı. Bu sayı günümüz futbolunda en hafif tabiriyle komik kalıyor. Bugün elit bir Premier League takımında forma giyen futbolcunun önünde en iyimser ihtimalle şöyle bir takvim var:
- 38 Premier League maçı
- 8 Şampiyonlar Ligi maçı
- 6 Uluslar Ligi maçı
- EFL Cup, FA Cup maçları
Bu oyuncunun takımının performansına, milli takımının yaz turnuvası durumuna ve hazırlık maçlarına bağlı olarak sayının çok daha artacağı öngörülüyor.
Bu noktada teknoloji, sporculara aşağıdaki alanlarda katkı sağlıyor:
Sağlık
Sporcuların zaten kısıtlı olan profesyonel kariyerlerinin önündeki en büyük engel olarak sakatlıklar yer alıyor. Ciddi bir kas yırtığı sonrası sahalara dönmek ayları bulabiliyor. Bu da sporcuların maaş, transfer, takımdaki yer gibi birçok alanda geriye gitmesine yol açıyor. Antrenmanlarda kullanılan üst düzey teknolojiler bu problemlerin önüne geçiyor.
Performans
Yazının başında verdiğimiz Arda Güler örneği, bunu en iyi açıklayan şeylerden biri. Türkiye’den son yıllarda üst düzey liglere transfer olan futbolcuların neredeyse hepsi yeni kariyerlerinin ilk günlerinde ağır bir sakatlık geçiriyor. Bunun arkasında ülkeler arasındaki idman farklılıkları kadar, teknoloji kullanımı da yer alıyor. Daha iyi teknolojilerle idman yiyen sporcular, daha hızlı gelişip iyi performans sergiliyor.
Vizyon
Geleneksel yöntemlerin dışına çıkıp antrenman metotlarıyla eğitilen sporcular, vücutlarını daha iyi tanıyıp yapabileceklerinin sınırını iyi çizebiliyorlar. Son dönem antrenman yöntemleri, idmanların simüle edilmesini de sağlıyor. Diğer bir deyişle sporcuların üç boyutlu halleri, fiziksel özellikleri, kas yapıları, performans verileri yazılımlara aktarılarak maç içinde çıkabilecekleri alt ve üst limitler belirleniyor. Bu da bir sporcunun hem rakibe karşı nasıl davranacağını hem de vücudunu nasıl kullanması gerektiğini anlamasını sağlıyor.
Yorumlar
Kalan Karakter: