V. İstanbul Eğitim Konferansı: Öğretmen Yetiştirmede Vizyon ve Dönüşüm
İLKE Vakfı Eğitim Politikaları Araştırma Merkezi (EPAM) tarafından düzenlenen V. İstanbul Eğitim Konferansı, bu yıl “Öğretmen Yetiştirmede Vizyon ve Dönüşüm” temasıyla 4 Ekim 2025 tarihinde Yıldız Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Konferans, öğretmen yetiştirme süreçlerini yaşam boyu öğrenme, dijitalleşme, ahlaki değerler ve pratik bilgelik ekseninde ele alarak eğitim fakültelerinin dönüşümünü ve yeni eğitim kurumlarının vizyonunu tartışmaya açtı.
“Yeni Türkiye’nin yüz yıllık inşası öğretmenlere emanet”
İLKE Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Av. Ahmet Sait Öner, öğretmenliğin Türkiye’nin dönüşümündeki merkezi rolüne dikkat çekti:
“Yeni Türkiye’nin yüz yıllık inşasının öğretmenlere emanet edildiğine inanıyoruz; çünkü öğretmenler, tek bir kalıba sığdırılamayacak öncü aktörlerdir. Öğretmenin niteliği toplumun niteliğini, öğretmenin ufku ise öğrencinin ufkunu belirler.”
Öner, öğretmen yetiştirmenin sadece pedagojik bir süreç değil, aynı zamanda değerler ve irfan temelli bir toplumsal inşa olduğunu vurguladı.
“Değerlerle teknolojiyi birlikte düşünmek zorundayız”
Yıldız Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Eyüp Debik, konuşmasında dijital çağın gereklilikleriyle milli ve manevi değerlerin bir arada düşünülmesi gerektiğini belirtti:
“Milli ve manevi değerlerin dijital çağın gereklilikleriyle harmanlanması büyük önem taşıyor. Bu noktada öğretmenlere ciddi sorumluluklar düşüyor. Yapay zekânın tüm alanlarda yaygınlaştırılmasına öncülük edilmeli; öğretmenler bu dönüşümde liderlik rolü üstlenmelidir.”
“Eğitim ve teknoloji arasında simbiyotik bir ilişki var”
Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, öğretmen yetiştirmenin tarihsel derinliğine ve günümüz ihtiyaçlarına değindi:
“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nde öngörülen okuryazarlık sistematiği ve temel becerilerin öğrencilere kazandırılabilmesi için öğretmenlerin öncü olması elzemdir. Eğitim ve teknoloji arasında simbiyotik bir ilişki vardır; bu ilişkinin planlanması ve yönetilmesi öğretmenlerin temel sorumluluğudur.”
Yelkenci, bu doğrultuda kurulan Milli Eğitim Akademisi’nin öğretmenlerin hizmet öncesi ve hizmet içi eğitimlerinde sürekliliği sağlayacağını vurguladı.
“Milli Eğitim Akademisi, dünya örneklerinden esinlenerek tasarlandı”
Milli Eğitim Akademisi Başkanı Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı, yeni kurulan kurumun amacının eğitim fakültelerinin yerini almak değil, öğretmen yetiştirme sürecini desteklemek olduğunu ifade etti:
“Milli Eğitim Akademisi gibi bir kurum ortaya çıkınca 3-5 günde hayata geçmiş bir kurum gibi bir algı oluşabiliyor. Ancak dünyadaki örnekler incelenmiş, literatür taranmış, öğretmenlerden gelen beklentiler dikkate alınmış ve tüm bu çalışmaların sonucunda bir tasarı oluşturulmuştur.”
Arıcı, akademinin yalnızca öğretmen adaylarına değil, görevdeki öğretmenlere ve yöneticilere yönelik programlar yürüteceğini; ayrıca politika geliştirme, araştırma ve yayın faaliyetleriyle öğretmenlik mesleğinin kurumsal gelişimini destekleyeceğini söyledi.
“Öğretmenlik, müfredatı uygulamakla kalmaz, onu yeniden şekillendirir”
Konferansın ilk uluslararası konuşmacısı Prof. Dr. Cheryl Craig (Texas A&M Üniversitesi, ABD), öğretmenliğin sadece bir müfredat aktarımı değil, aynı zamanda toplumsal dönüşümün en güçlü aracı olduğunu vurguladı:
“Öğrencilerin bireysel ihtiyaçlarına göre müfredatı konumlandıran öğretmen, öğrenmenin yönünü belirler. Öğretmen kendisini sürecin merkezine kattığında, gerçekten dönüştürücü ve kalıcı öğrenme başlar.”
Craig, öğretmenlerin öğrencilerle kurduğu bağın öğrenme deneyimini doğrudan etkilediğini belirterek, öğretmenliğin bilgiyle birlikte empati, dayanışma ve sorumluluk bilinci gerektirdiğini ifade etti.
“Öğretmenlik, toplumun bilgelik damarını besler”
Nanyang Teknoloji Üniversitesi Ulusal Eğitim Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Low Ee Ling, öğretmenlik mesleğinin temel değerlerini ve küresel ölçekte değişen yönelimleri değerlendirdi:
“Öğretmenler, ulusların geleceğini öğrencilerin hayatlarına dokunarak şekillendirir. Öğretmenliğin özünde öğrenmeye bağlılık, öğretmeye bağlılık ve topluma bağlılık vardır.”
Low Ee Ling, öğretmenlerin sadece akademik başarıyı değil, öğrencilerin ahlaki pusulalarını ve dayanıklılık becerilerini geliştirmesi gerektiğini vurguladı. Ayrıca, Singapur’daki Eğitim Akademisi modelinde olduğu gibi öğretmenlerin sürekli gelişimini sağlayacak sistemlerin önemine dikkat çekti.
“Eğitim fakültelerinin dönüşümü pratik bilgelik odağında gerçekleşmeli”
Katılımcılar, öğretmen yetiştirmenin yalnızca kuramsal bilgiyle değil, uygulama odaklı, bütünleşik ve inovatif bir müfredatla desteklenmesi gerektiğini dile getirdi:
“Eğitim fakültelerinin dönüşümü; bütünleşik, esnek ve inovatif bir müfredatla, pratik bilgelik odağında gerçekleştirilmelidir.”
“Dijital yeterlilikler öğretmenliğin ayrılmaz bir parçası”
Katılımcılar, yapay zekâ, veri okuryazarlığı ve dijital içerik üretimi gibi alanlarda öğretmenlerin aktif rol üstlenmesi gerektiğini belirtti:
“Teknolojinin etkin kullanımıyla öğretmenlik yetkinliklerinin birleşmesi, öğretmenin niteliğini belirgin biçimde güçlendirir.”
Eğitimde ortak vizyon: insanı merkeze alan bilgelik
Konferans boyunca farklı ülkelerden gelen akademisyenler, Türkiye’nin eğitim vizyonuna katkı sunacak politika önerilerini paylaştı. Tüm konuşmalarda öne çıkan temel fikir; öğretmenliğin teknik bir uzmanlık değil, insanı merkeze alan bir bilgelik alanı olduğuydu.
Yorumlar
Kalan Karakter: