Yaylacıları dönüş telaşı sardı
Muş’ta yaz mevsimini yüksek rakımlı yaylalarda geçiren besiciler, dönüş yolculuğu için son hazırlıklarını yapıyor.
Yayınlanma :
11.08.2025 23:39
Güncelleme :
11.08.2025 23:39


Muş’ta yaz mevsimini yüksek rakımlı yaylalarda geçiren besiciler, dönüş yolculuğu için son hazırlıklarını yapıyor.

Her yıl mayıs ayında Şenyayla, Zobeser, Arıköy ve Yüce Tepe gibi yaylalara çıkan besiciler, yaz boyunca koyunlarından elde ettikleri sütleri doğal yöntemlerle yoğurt, peynir ve tereyağına dönüştürdü. Havanın soğumasıyla birlikte yaylalardaki çadırlarını toplayan besiciler, kış aylarını geçirecekleri köy ve şehir merkezlerine dönmeye hazırlanıyor.

Besicilerden Cebrail Bozkurt, yazı yaylalarda geçirdiklerini, kış mevsiminde ise Diyarbakır’a göç ettiklerini belirterek, "Yaylada hayat zordur ama üretimimiz burada doğal ve bereketlidir. Sabah ilk iş olarak hayvanları otlatmaya götürüyoruz. Öğle ve akşam olmak üzere günde iki defa koyunları sağıyoruz. Kadınlarımız yaklaşık 6 kilometre at ve eşeklerle süt sağmaya gidiyor. Getirdikleri sütü peynir, tereyağı ve yoğurt yaparak kışlık ihtiyacımızı karşılıyoruz. Bizim tek gelir kaynağımız hayvancılıkta elde ettiğimiz ürünleri satarak sağlıyoruz" dedi.

Yaylalarda kırkma yapılan binlerce koyunun yününü satamadıkları için yaylada çürüdüğünü ifade eden Bozkurt, "Yaylada koyunlarımızdan kırptığımız yünleri artık satamıyoruz. Eskiden bu yünler çok değerliydi, alıcı bulmak kolaydı. Bir fabrika olsaydı, yünlerimizi oralara satardık ama artık gelişen teknoloji yüzünden yünler elde kalıyor. Herkes hazır yatak, hazır yorgan kullanıyor. El emeğiyle üretilen bu doğal günler kıymetini yitirdi. Kolay olan tercih ediliyor, zor üretilen bizim yünlerimiz ise satılmıyor" diye konuştu.

Köye dönüş hazırlıklarına başladıklarını ifade eden Bozkurt, "Burada 2-3 bin civarında hayvanımız var. Kesin sayı değişebilir ama bu rakamın altına düşmez. Su kaynağımız çok kısıtlı. Derelerde artık su yok, sanki su toprağın altına çekilmiş gibi. Hayvanlarımızı metrelerce uzağa götürüp oradan sulayıp geri getiriyoruz. Ancak bu süreçte bazı hayvanlarımız hastalanıyor ve ölüyor. Örneğin bir evde 500 küçükbaş varsa, en az 50’si burada susuzluk ve gölgesizlik yüzünden telef oluyor. Biz devletimizden destek istiyoruz. Burayı hayvanlar ve insanlar için yeniden yaşanabilir hale getirilmesini isteriz. Çünkü burada su olmadığı gibi gölgelik alan da yok. Yağmur yağmadığı için çeşmeler kurumuş. Size gösterebilirim; önceden güçlü şekilde akan çeşmeler şimdi tamamen susuz" ifadelerini kullandı.
Yorum Yazma Kuralları
Lütfen yorum yaparken veya bir yorumu yanıtlarken aşağıda yer alan yorum yazma kurallarına dikkat ediniz.
Türkiye Cumhuriyeti yasalarına aykırı, suç veya suçluyu övme amaçlı yorumlar yapmayınız.
Küfür, argo, hakaret içerikli, nefret uyandıracak veya nefreti körükleyecek yorumlar yapmayınız.
Irkçı, cinsiyetçi, kişilik haklarını zedeleyen, taciz amaçlı veya saldırgan ifadeler kullanmayınız.
Türkçe imla kurallarına ve noktalama işaretlerine uygun cümleler kurmaya özen gösteriniz.
Yorumunuzu tamamı büyük harflerden oluşacak şekilde yazmayınız.
Gizli veya açık biçimde reklam, tanıtım amaçlı yorumlar yapmayınız.
Kendinizin veya bir başkasının kişisel bilgilerini paylaşmayınız.
Yorumlarınızın hukuki sorumluluğunu üstlendiğinizi, talep edilmesi halinde bilgilerinizin yetkili makamlarla paylaşılacağını unutmayınız.
Yorumlar
Kalan Karakter: